MİLLİYETÇİYİZ!...
  1.Dünya Savaşında Türk Esirler
 

1. Dünya Savaşı ve Esir Türk Askerleri



1. Dünya Savaşı ve Esir Türk Askerleri - Esaret Çoğrafyası'na Kısa Bir Bakış

Geçenlerde Myanmar' da (Burma/Birmanya) gerçekleşen felaket; Bir Türk Şehitliği' nin (Tayetmo Esir Kampı Şehitleri) ortaya çıkmasıyla birlikte kamuoyunun dikkatini çekti.

Hani son günlerde şehit haberlerinden de başımızı alamıyoruz ya, aklıma daha nice felaketlerimiz olduğu geldi.

Myanmar neydi ki 1. Dünya Savaşı yıllarındaki facianın gerçek boyutlarının yanında.

Özelliği; Çok ama çok uzaklarda olmasıydı.

Hâlbuki 1. Dünya Savaşı' nda ki felaketimizin gerçek boyutu, Myanmar' daki aziz şehitliğimizin boyutlarını çok ama çok aşıyordu. İşte size bugün bu faciayı ve gerçek boyutlarını yazmak istiyorum.

 

ESİR TÜRK ASKERLERİ

Aslında Myanmar' (Diğer adıyla Burma) da bulunan şehitlik gerçekten de coğrafyamıza en uzak şehitliktir.

Ama gerçek şudur ki, 1. Dünya Savaşı' nda, 10 değişik cephede, 200 bini aşkın Türk askeri, müttefiklerin elinde esir düşerek 3 kıtadaki kamplarda esir tutulmuşlardır ve bunların pek çoklarında şehitlikler yapılmıştır.

Myanmar bunlardan sadece biridir.

Esir Türk askerlerinin coğrafyası;

Türk Askeri; İngiltere, Fransa, Rusya, Romanya, İtalya başta olmak üzere itilaf devletlerinin elinde esaret hayatı yaşamışlardır.

Türk esirleri Rusya tarafından;

Fransa' nın elindeki esirler;

İtalyanlar

İngiltere'nin elinde bulunan Türk esirleri;

En fazla türk esiri, 130.000' i aşan sayısı ile İngiliz' lerin elindeydi. En kötü durumdaki esirlerse Rusya' nın Sibirya kamplarında tutulan esirlerdi.

 

KÖR EDİLEN ESİR TÜRKLER

Türk Esirlerine ilişkin en acıklı olay; İngiliz kamplarında baş gösteren bir göz hastalığı sebebiyle binlerce (15.000 kadar) Türk askerinin toplu halde kör olmasıyla ilgili olaydı.

Ancak arşiv bilgilerine bakılırsa, askerlerimizin kör olma nedeni, hastalık değil, kasıtlı olarak ve süngü zoruyla ilaçlı suya (Krizollü su) sokulmalarıdır.

İngiliz Kamplarında, Ermeni' lerin de ön ayak olması sebebiyle, gerçekleşen bu olay; 1921 senesinde, Altında Mustafa Kemal' in de imzası bulunmak üzere TBMM' ye taşınmış ve konu hakkında bir soru önergesi bile verilmişti.

Söz konusu suç; Bir savaş suçundan da öte bir şeydi ve bugün maalesef ört bas edilmiştir. (Hâlbuki Uluslararası hukuka göre; Etkisizleştirme ve sakatlama eylemleri de toplu olmak ve kast unsurlarıyla birlikte gerçekleşirse, soykırım suçu kapsamına girmektedir)

 

DİĞER KAMPLAR VE ERMENİ ETKİSİNDE ARTAN ZULÜM…

Bunlar haricinde, esir Türk askerleri hemen hemen bütün kamplarda, büyük işkence ve eziyet görmüşlerdir.

Özellikle Rusya, Fransa ve İngiltere' nin elinde bulunan Türk esirlerin durumu, kamplarda bulunan Ermeni nüfusun ağırlığına göre değişkenlik göstermekteydi.

Zira bu kamplarda Türklerle, Müttefikler arasındaki çevirmenlik işlerini, büyük ölçüde Ermeniler gerçekleştiriyor, yalan yanlış çevirilerde bulunuyorlardı.

Ayrıca olumsuz propaganda da yapmak suretiyle, Türkler' in türkü işkencelere maruz kalmasını sağlıyorlardı.

Özellikle Rusya' da ki kamplarda, Ermeniler' in yaşadığı bölgelere sevk edilen Türk esirleri alenen katledilmişlerdir.

 

GERİ DÖNEBİLENLER VE DÖNEMEYENLER…

Esirlerimiz hakkında ne kadar yazsak az.

Koleradan, sıtmadan, işkenceden, süngüden kurtulup ta anavatanına dönmeyi başaranların hiçbiriyle ilgilenilmemiştir. Bunların bir kısmı kısa süre sonra tekrar İstiklal Harbi' ne katılmak üzere cepheye gönderilmiştir. Onların da gene bir kısmı, zalimin de beteri olan Yunanlıların kamplarında esir olmuşlardır.

Vatana dönenlere, hiçbir madalya veya nişan verilmemiş/verilememiştir. Sahip çıkılamamış, maaş bağlanamamış, parasız pulsuz, ailesiz ve mahvolmuş bir nesil olarak tarihe geçmişlerdir.

Dönemeyenler;

 

TÜRK ESİRLERİ/BİR İBRET HİKAYESİ

 

Bu esaret yıllarında Türk askeri; Her şeye rağmen yaşama umudunu yitirmemiş, direncini kaybetmemiş, ibadetlerini yerine getirmiş, camiler yapmış, vatan için sayısız mektup ve şiirler yazmış hatta gazete ve dergi bile çıkarmışlardır.

Birbirleri ile sonuna kadar yardımlaşmışlar, her şeylerini paylaşmışlardır.

Bir kısmı çiftçilik yapmış, kimisi hayvancılık yapmış, kimisi el zanaatlarında uğraşmış, hatta orkestra ve tiyatro topluluğu kuranlar bile olmuştur. Olayın bu yönü, Türklerdeki dayanma gücünü göstermesi açısından etkileyicidir.

 

1. DÜNYA SAVAŞI' NDA BİLANÇO

Bu esaret hikâyesinin tarihi de az değildir. Esirler; 1911 Balkan harbin' den İstiklal Harbi' nnin bitimine kadar olan bir "savaşlar kuşağı" nın çocuğudurlar.

Türk ordusunun bu süreçte verdiği kayıp, korkunç bir orandadır. Silâh altına alınan 2 milyon 900 bin kişilik orduda kayıp oranı, aşağı yukarı %30' u bulur ki, böyle bir facia dünyanın başka hiçbir ordusunda görülmemiştir.

 

RUHLARI ŞAD OLSUN…

İşte bu büyük esaret hikâyesinde, şimdi adını bile bilmediğimiz, mezarı belirsiz, sırtı açık, ayağı çıplak, on binlerce Türk Esiri; Kalpaklısı, taslısı, feslisi, tepeliklisi, kavuklusu, sarıklısı, külahlısı, serpuşlusu, börklüsü, berelisi, takkelisi, kefyelisi, bin bir kahramanlık destanıyla geçiyorlar önümden.

 

Hepsini gözyaşları ve dualarla uğurluyorum.

Ruhunuz şad olsun, hakkınızı helal edin diyorum.

Daha çok sözler var bu konu üzerine söylenecek. Ama ne bu köşe ne de başka bir yer yetmez anlatmaya.

 

Ancak şunu bilmelisiniz ki; 14 Temmuz haftası tüm dünya Türkleri için "Esir Türkler Haftası" olarak kutlanır. Ve şunu da unutmamalıyız ki Batı Trakya' dan, Karabağ' a , Kerkük-Musul' dan, Doğu Türkistan' a ,Kıbrıs' tan Güney Azerbaycan' a; Öz yurtlarında veya başka diyarlarda, esaret altında yaşayan her kim varsa, dinine imanına sadık kaldıkça, bizdendir.

Onlara azadlık, Cenab-ı Hakkın emridir.

Kısmet bu ya ölmez kalırsak, bunu görmek hepimize bir gün nasiptir.

 

Sevgiyle kalın…

Bizzat öldürülüp kurşuna dizilmemişlerse bile, salgın hastalılardan (Sıtma, İspanyol nezlesi, kolera vs.), zehirlenmeden (Başta yılan), bitkinlikten ya da intihar ederek (Çok küçük bir kısmı) ölmüşler, bir kısmından ise bir daha hiç haber alınamamıştır.
Bu kamplarda açlık ve soğuk, çok yoğun ölümlere sebep oluyordu
Kasrı Nil Kışlası, Ras-el-tin, Seydibeşir, vs… kamplarında tutulmuşlardı. (Filistin-Sina, Irak Kanal cephesi esirleri)
ise çok az sayıda askerimizi esir almışlardır.
Marsilya adasında, Romanya da ve Moldova'da bulunan kamplarda tuttular. (Bugün Güney Fransa' da Carcasson' da bir Türk şehitliği hala ayaktadır.)
Kafkasya, Galiçya ve Romanya cephelerinde esir alınmış ve Kazan ve Sibirya' daki muhtelif kamplarda tutulmuşlardır.
Çanakkale'den Bakü' ye, Hindistan'dan Sibirya' ya, Malta' dan Galiçya' ya, Kafkasya' dan Hicaz' a, Mısır' dan Marsilya' ya, Bağdat' tan Kıbrıs'a büyük bir alana yayılır.
Sadece hatırlamak ve yâd etmek için.
Sadece küçük bir ayrıntıydı.
 
  Bugün 29 ziyaretçi (37 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol